
Türkiye’de ev tipi su arıtma pazarında ters ozmoz (RO) sistemleri ne yazık ki açık ara en yaygın teknoloji.
Çünkü tüketici yeterli bilgiye sahip olsaydı ve pazarda daha farklı alternatifler bulunsaydı tablo çok daha farklı olabilirdi.
Ancak bu durumun nedeni yalnızca “TDS değerleri yüksek” değil.
İstisnalar dışında ülke genelinde musluk suları ulusal standartlara göre kabul edilebilir seviyelerde olmasına rağmen Türk tüketicisinde “musluk suyu kirli” algısı oldukça güçlü.
Tat, koku ve hijyen endişeleri, teknik gerekliliğin ötesinde psikolojik bir güvensizlik oluşturuyor.
Bu da “en güçlü filtreleme yapan sistem” fikrini otomatik olarak “en güvenli çözüm” haline getiriyor.
Ayrıca ithalatçı ve pazarlama yapan firmalar, uzun yıllardır neredeyse yalnızca RO sistemlerini pazara sunuyor.
Sonuç olarak pazar, hatalı biçimde tek bir teknolojiye odaklanmış durumda.
Bu tablo;
💧 Yüksek su israfına,
🧂 Yararlı minerallerin gereksiz yere arıtılmasına,
♻️ Plastik ve filtre tüketiminin artmasına,
🌍 Kaynak israfına yol açıyor.
Oysa su kalitesi bölgeden bölgeye değişir.
Tüketici, su kaynağının özelliklerine göre değil, genellikle pazarın yönlendirmesine göre seçim yapıyor.
Bu da hem çevreye hem kaynaklara zarar veriyor.
🌱 Alternatif, Daha Sürdürülebilir Çözümler
Yerçekimli Su Arıtma Cihazları: Elektriksiz çalışır, su israfı yoktur.
Aktif Karbon Sistemleri: Tat, koku ve kloru giderir, mineralleri korur.
Sürahi Tipi Aktif Karbon ve Reçineli Sistemler: Tat, koku ve kloru giderir, mineralleri suyu yumuşattığı için arıtabilir.
Ultrafiltrasyon (UF): Bakteri ve partikülleri tutar, suyu zengin bırakır.
💭 Gerçek soru su sıkıntısı yaşadığımız dönemde şu olmalı :
“Musluk suyumuzu gerçekten ihtiyaca göre mi arıtıyoruz,
yoksa pazarda en çok sunulan sistemi mi seçmek zorunda kalıyoruz ?”
#suyadair #su #suaritma #cevre






